Bu makale, genel kamusal alanlar ile akademik alanlar, özellikle üniversiteler arasında bir ayrım yaparak, ifade özgürlüğü ve ifadeye dair yasalara bağlamsal bir yaklaşım getirme girişimi olacaktır. Genel kamusal alanda, nefret söyleminin düzenlenmesi, kamusal alanın karakteriyle ilgili belirli nedenlerle daha meşru olabilir. Öte yandan üniversiteler, ana akım yasaların ve ahlakın sınırlarının her zaman sınandığı yerlerdir. Üniversitelerin bu özelliği, inanç ve görüşlerimize aykırı, saldırgan ve tartışmalı açıklamalarla başa çıkmayı sağlayan belirli bir karakter gerektiren ve her şeyi incelemeye açabileceğimiz temel yerler olmalıdır. Fakat, üniversitelerdeki çağdaş eğilim, nefret söylemi düzenlemelerini genişletme adına, çoğunlukla tartışmalı konuşmacılara platform vermeyi reddetmek suretiyle, akademik alanların ideallerine çeşitli şekillerde aykırıdır. Bu durum, akademik ortamların idealleri ile bu ortamlarda ifade özgürlüğü üzerindeki baskıyı artıran eylemler aracılığıyla hüküm süren uygulamalar arasında tartışmaya değer bir karşıtlık yaratır.
ifade özgürlüğü, nefret söylemi, akademi, no-platforming